Bu Blogda Ara

28 Aralık 2015 Pazartesi

Bir Minnie Ördüm Sanki:)

 Üretmek ve mutlu etmek gibisi yok...

    Bir dostum geçenlerde bir görüşmemizde yılbaşı için bana hediyeler almıştı gözlerim doldu.Bu sene doğum günümde ilk defa tek bir hediye dahi almamıştım yakınlarımdan.(Eşimi ve anneciğimi bir tarafa koyuyorum)Herkesin kendine göre bi telaşesi var ama genelde bu hususlarda hassas olduğum için minicik bir hatıra bile olsa bir beklentim oluyor .Hatta hiç kutlamayanları hiç söylemiyim.Neyse bu konuda bir burukluğum olunca  arkadaşımın buluştuğumuz gün bebeğiyle koştur koştur bana yılbaşı hediyeleri alması  beni çok duygulandırdı.Artık hayat o kadar çıkarcı o kadar nankör insanlarla dolu ki bu minicik adım bile beni öyle mutlu etti ki.

  Kaldı ki çoğu zaman da ben karşılığını görmesem de insanları mutlu edecek ufak tefek de olsa detaylar bulmaya çalışırım .(Yanlız doğum günüm hususunda hakikaten fena alınmıştım,kolay kolay iç döktüğümü kimse görmemiştir blogta.)

   Velhasılkelam ben de yılbaşı gelmeden küçük hazırlıklar yaparken arkadaşımı da hediyeler listeme koydum.Bu sene kızına minnie mouse konseptli 1yaş doğum günü partisi yapmıştı.Ben de bu konsepte  istinaden ona minnie li bere örmeye karar verdim. 


Hayatta Allah hep karşınıza iyileri çıkarsın 
Sevgilerimle...


  

28 Kasım 2015 Cumartesi

Tiyatro...Eski Dostum...

   Eskiden beri merakım vardır.Genelde her sene sezon açıldığında görmek istediğim oyunlara gitmeye çalışırım.

    Bu sene ilk aldığım bilet "Ankara'da meydana gelen elim patlamadan sonra" (Vefat eden kardeşlerime bu vesile ile yine Allah'tan rahmet,kalanlarına ise sabır diliyorum)biletler haliyle açığa alındı.Sonra fırsat bulamadım fırsat bulduğumda da biletimi aldığım oyunu Ankara Devlet Tiyatroları'nda bulamadım.Derken Haldun Taner ismini okuyunca heyecanlandım ve Biletiva 'dan açıktaki biletimi kullanarak "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" oyununa biletimi aldım.
(Fotoğraf sarıyer halk eğitim metkezi tiyatro kolundan alıntıdır)

   Biletiva'ya Devlet Tiyatro'ları belli koltuklarını emanet ediyor.Bunlar da genelde arka sıralarda oluyor tek tük önlerde tek kişilik yerler oluyor.Salona sonradan gelen ve gişeden bilet alanlar bile oyunu en önden seyredebiliyor o nedenle biletinizi direk Devlet Tiyatroları Gişeşeri'nden alma imkanınız varsa o şekilde almanızı tavsiye ediyorum.Yoksa bizim gib oyunu çok gerilerden izlersiniz ve çoğu repliği duymakta zorlanabilir oyunu görmekte zorlanabilirsiniz.Devlet Tiyatrolarının kendi salonları dışındaki bilet gişelerini yaşadığınız şehre göre internette aratabilirsiniz.

   Gelelim oyuna .
Çocukluk arkadaşı olan Vicdani ve Efruz'un tezat kişiliğinde dönemin Türkiye'sine insani ve toplumsal çelişkiletine ayna tutan bir başyapıt.



Oyunu izleme aktivitenizi kışın yapacak ne var demek yerine listenizin en başına koymanızı şiddetle tavsiye ederim.

Vicdani karakteri beni inanılmaz etkiledi.Emre Ercil'in canlandırdığı Vicdani karakteri yüreğime dokundu seyirciye geçirdiği etki muhteşemdi.Bir tandan kendisini Muhteşem Yüzyıl Kösem'de bambaşka bir karakter ile izliyorum.


Efruz'u yabana atamam aynı şekilde bu karaktere hayat veren İrfan Kılınç'da çok başarılıydı.

Ben Ankara'dan beni takip eden arkadaşlarıma bi fikir olsun istedim.Hiç bahane bulmaksızın küçük çocuğunuzu arkadaşınıza emanet edin ve bu oyunu izleyin...
Sevgiler ...












15 Kasım 2015 Pazar

Annemden Kalan Temizlik Fikirleri

     Bu gün kapsamlı bir temizlik yapmaya karar verince başlamadan hani atladığım birşey olur veya yeni bir şey öğrenirim düşüncesiyle internete bakındım,püf noktaları veya ne bileyim doğal yollarla daha sağlıklı ne yapılabilir diye araştırma yaptım.Bahar temizliği yaparken çok daha fazla bilgi varken temizlikle ilgili hiç bi ekstra bilgi bulamadım.Bu arada ben çoğu konuda internette araştırma yapmayı çok seven bir insanım yani temizliğin neyini araştırıyorsun demeyin.Temizlik hususunda oldukça hassas olduğum için atladığım bir şey olsun istemiyorum.

  Bu konuda fazladan bir şey bulamayınca  bloğumu okuyan yeni evli bayanlar veya eksiği olanlara bana da annemin ve kayınvalidemin öğrettiği  naçizane birşeyler anlatmak istedim.Bu konuda bir iddiam yok eksiğim varsa siz de bana yazın lütfen .Eksiği olanlar veya yeni evlilere biraz faydam olsun yeter.


    En önce şunu söylemek istiyorum.Benim annem ev bir şekilde temizlenir ama daima yemeğin önce gelsin der:)Bu düstur ile genellikle yemek pişirme işlerimi gündüz erken yapmaya çalışırım.

    Önceden yardımcı bir bayanı sıklıkla çağırıyordum,fakat geldiğinde yapmak istediğim başka işler dolayısı ile  evi ona bırakıp çıkmak istemiyordum.Tek başıma bir günde asla bitiremeyeceğim bir işi yardımcı bayan nasıl yapabilsin ki?Tabii ki geçiştirerek.Kendi yapamayacağım işler dışında ev işlerimi kendim yapıyorum ve hatta bunu yapmaktan keyif aldığım için yardımcı işini çok seyrelttim.Neticede kimse kimsenin işini kendi yaptığı kadar iyi yapmaz.Tabii bu durum çalışmayan ve küçük bebeği olmayanlar için geçerli.

    Temizlik yapmadan önce genellikle çamaşır ve ütü işlerimi bitirmeye çalışırım.Çünkü çamaşırlar yıkansa bile çok toz ürettiklerinden temizlikten sonrasına bıraktığınızda hiç toz almamış gibi bir görüntüyle karşılaşabilirsiniz.Aynı durum ütü yaparken de geçerli.Yine nevresim değiştirme gibi evi çok havaya kaldıran işlerinizi de mutlaka temizlikten önce yapın.

     Yıkanan çamaşırları çekmecelere yerleştirirken çekmecelerin tozunu sıklıkla almanız da tozu azaltacaktır.Yine ütülenen kıyafetleri asarken askının tozunu sıklıkla alırsanız tekrar tekrar çıkarıp toz almak zorunda kalmazsınız.

     Dolaplarınızın içerisinde örtü olmasını tozun uçuşmasını engellemesi dolayısıyla tavsiye ediyorum.(bunlar bildiğim ince detaylar bunları ve dolap düzenleme-temizliği başka bir gün anlatabilirim)

     Neyse ki artık haftalıkya da iki haftada bir yapabileceğiniz  temizliğe gelebiliriz:)Benim evim çok büyük olmadığı için haftalık rutin temizliğimi (vakit buldukça tabii)daha derin yapabiliyorum.Elektrik süpürgemin toz ucu ve süpürge ucundan çok fazla faydalanıyorum.Süpürge ucu yerlerde hızlı ve kolay ilerliyor,küçük olması dolayısı ile her yere daha çabuk ulaşıyor,toz ucu da aynı şekilde ,toz ucu ile tozları aldığınızda ,elektrik süpürgesi işi bitip silme işlemine geçtiğinizde tozları alırken tekrar yere toz düşmesine engel oluyorsunuz.İnanın bu bir detay değil pratiklik kazandırıyor,toz ucuyla banyodaki bornozların ve yine banyodaki havlupanın da tozunu alın,biliyorsunuz ki bornozlar çok toz bırakıyor,havlupanı ise bez ile silerken tozu sağa sola itiyoruz köşedekilerse kalıyor,en iyisi ön elektrik süpürgesi işlemi.Aynı aparat ile perdelerinizin üzerinde gezmeyi unutmayın ve perdenizi pencerenin dışına çıkarıp elinizle hafifçe çırpıp tozlarından kurtulabilirsiniz.(bu işleri yaparken tabii ki arada toz ucumuzu mutlaka temizliyoruz)

    Elektrik süpürgesinde odaların yerlerini ve halılarını süpürmeden önce herşeyi kaldırın ve bir araya toplayın süpürme ,süs objelerinizin ve kitaplarımızın üzerinde toz aparatı ile gezin.Oda oda süpürme işlemini yapmıyorum.Öncelikle süpürge işlemini bitiriyor sonradan oda oda temizliyorum.Deneme yöntemiyle bunun benim için  daha kısa olduğunu buldum.Siz nasıl kolay yapıyorsanız öyle.Koltuklarınızın alt bölümü benimki gibi yüksek ise haftalık mutlaka silme işlemine ben orayı da katıyorum.Çünkü inanın çoğu uçuşan toz koltukların altına gidiyor.Zaten sonrasında rutin silme ve toz alma işlemine geçiyoruz.Bu arada biz oturma odasında oturduğumuz için salon çok kullanılmıyor her temizliğime orayı katmıyorum ama silme işleminde mutlaka bezi salonda da gezdiriyor görünen yerlerin tozunu şöyle bir alıyorum.


      Eklemek istediğim detay şöyle,vileda ile siliyorsanız vileda ucunuzun ve temizlik yaptığınız bezlerin daha önce temizlendiğinden emin olun,ayrıca toz alırken  şimdilerde pazarlarda çok uygun fiyata edinebileceğiniz mikrofiberli bezlerden mutlaka edinin.Tozu üzerine çok güzel yapıştırıyor ve çoğu eşya için kurutma işlemine gerek kalmıyor.

      Banyoda duavarda iz bırakan su lekelerini ayda bir defa fırça ve bunun için üretilmiş deterjanlarla temizlemeye çalışıyorum.Neden ayda bir defa derseniz bu deterjanların kimyasalı fazla olduğu için çok da iç içe olmamaya çalışıyorum.Hatta genelde ora daha ıslakken çek çek ile kurutarak su lekelerinin oluşmasını vakit buldukça engellemeye çalışıyorum.


     Bazı marketlerde tek kullanımlık cam bezleri satılıyor.(ben rossmandan aldım) onlarla evdeki aynalarınızı temizleyebilirsiniz.Hem çok pratik hem de  daha silerken toz yapışmıyor.

     Geçenlerde kayınvalidemin önerisi ile bimden yine çok uygun fiyata bazı toz bezleri aldım .çift taraflı .cam silerken ve toz alırken çok iyi olduğunu söyledi.Henüz denemedim.

       Temizlikte işinizi iyi bir bezle kolaylaştırabilirdiniz.İyi olmayan,iyi kurutmayan bezler leke bırakmaktan başka bir işe yaramayacaktır.Temizlik bezlerinizi işi bittikten sonra mutlaka kısa programda içine yumuşatıcı da ekleyerek temizleyin ve nemsiz bir yerde kurutun.

      İşte benim bildiğim küçük tiyolar bunlardı.Dediğim gibi hiç bir iddiam yok sadece benim bildiğim doğru demiyorum.Asla bir temizlik hastası değilim.Sadece bu her konuda böyle ,yaptığım işi tam yaparım geçiştirmem.Kimseyi aman senin yaptığın yanlış seninki pis diye kınayamam,çünkü bu konuda tek bir doğru yoktur.Öyle kimsenin evine gitmiyeyim kimse bana gelmesin ,kimsede lavaboya girmem,havlu kullanmam ,yok efendim her gün ev işi yapan silen süpüren bir insan hiç değilim.Bu benim temizlik yaparken dikkat ettiğim şeyler.Naçizane faydam olmuştur umarım.Bu da benim gibi internette araştırma yapan başka arkadaşlarıma benim verdiğim bilgiler olsun burada kalsın bakalım:)

Herkese işlerinde kolaylıklar diliyorum
Ne yaparsanız yapın sevgi ile yapın
Sevgiler kocaman...


   

   

14 Kasım 2015 Cumartesi

Film Öneri:Pek Yakında

   Herkese merhaba,uzun zamandır film önermiyordum.Bugün size pek sempatik bir film önereceğim.

 "Pek Yakında " ....


   Her nedense Cem Yılmaz'ın diğer filmleri kadar ses getirmedi.Ben de izlememiştim.Derken geçenlerde aklıma geldi ve izleme fırsatı buldum.   
 
  İzlememiş olanlar için filmin kısaca konusu şöyle;

    Korsan dvd 'cilikten kazandığı para gibi, hayatı da en kolayından yakaladığını zanneden Zafer, karısı Arzu'nun ayrılık isteğiyle ilk kez zora düşer. 



  Kocasının illegal serüvenlerinden sıkılıp boşanma kararı alan Arzu, evlendikten sonra dizi oyunculuğu kariyerini noktalamış, beyaz perde hayallerininse üzerini örtmüştür. 

Dağılmak üzere olan ailesini bir arada tutmak isteyen Zafer, yıllar önce figüranlıkla noktalanan sinema kariyerine yapımcı olarak geri dönmeye karar verir. "Şahikalar - Kötülüğün Sonu" adındaki filmin yapımcılığını gizliden gizliye yürütürek, hem kanunsuz işleri bıraktığını ispatlamak ister, hem de evlilikleri uğruna vazgeçtiği hayallerini Arzu'ya geri vermeye çabalar.

    Abzürt komedi severler için tam da biçilmiş kaftan.Harika bir film mi hayır bence değildi,ama hafta sonu ailece keyifle seyredebileceğiniz çok keyifli bir yapım tavsiye ederim efendim.


   Bu arada bu filmde başta Zafer Algöz ve Zerrin Tekindor olmak üzere ,-onlar apayrı bir lezzet katmıştı- herkesin oyunculuğu çok keyifli ve başarılıydı.


   Herkese iyi seyirler diliyorum
Sevgiler...


 










4 Kasım 2015 Çarşamba

Sen Aklıma Koydun Dostum Sevgi

   Bir arkadaşım tarif için bloğuma girmiş.Aman Allahım çağ atladım gün geldi tarif verdim:)))

  Bunun gazı ile bugün sizinle çok eski ve çok özel bir tarifi paylaşacağım.

  Daha önceden bloğumu okuyanlar bilir,çok uzun yıllardır annemin çok eski komşuşarı ve dolayısı ile benim çocukluk arkadaşlarımın da olduğu bir grupla ayda bir gün yapıyoruz.Bu vesile ile bağlarımız güçleniyor ve bu bahaneyle bi süslenip püslenip evden çıkmış oluyoruz:)

  Nedendir bilmem ya da biliyorum ya sebebini:) bana bu gün çok iyi geliyor:) 

  Velhasıl kelam bu guruptaki çook eski Elazığl'lı bir komşumuzun sofrasında yediğim ve adeta bir atom etkisi yapan bu çorbayı başta çocuklarınız olmak üzere kışın bol bol evinizde yapın derim.
  

Tavuklu Dövme Çorbası






Kalabalık için iki aile için bir tüm kuru soğan
Yine dövmenizi kişi sayısına göre ayarlayın
Domates ve biber salçası
Zeytin yağı
Tuz ve pulbiber
-Tüm bu malzemeleri düdüklüye koyun sıcak su ekleyip yarım saat kadar pişirin.Piştikten sonra soğanı çıkarın.
Ayrı bir yerde tavuğunuzu haşlayın ve didikleyin tavuk suyu ile beraber çorbanıza ekleyin
Piştikten sonra tereyağı ile servis edin.
Afiyet olsun

   Gelelim benim bamyama.Bu bamyaya ekstradan nohut koyduğumu yine bir dostumla konuşurken anladım meğerse herkesin bildiği birşey değilmiş.

Nohutunuzu pişirirken indirmeye yakın içine nohut ekleyin.Nohutun ne kadar bamyaya yakıştığını görseniz hep nohut ile pişirirdiniz:)
Afiyet olsun
Herkese sevgiler...



29 Ekim 2015 Perşembe

Bir Tedy Ördüm Sanki

    Bunu yine küçük bir melek içğn ördüm ve onun gözlerindeki mutluluğa değerdi...

Hediye vermeyi ne kadar çok seviyorum.
Hele ki paketlemek ayrı bir mutluluk...


Sevgiler...







20 Ekim 2015 Salı

Susam Sokağı

    Hangimiz büyümedik "Susam sokağı"ile hangimizin  kurabiye canavarı kurabiye yiyip etrafa saçarken ağzının suyu akmadı:)

   Bu nostaljik karakteri gördüğümden beri örmek istiyordum bugüne nasipmiş:;

Bilgi ve sipariş için 
sardunyabahcem@gmail.com dan ulaşabilirsiniz.
Herkese sevgiler...

13 Ekim 2015 Salı

Örgü Bir Mucizeymiş

Atölye Kırmızı Kedi nin atölyesinde bir ay kadar önce yapılan Motif Atölyesi work shopuna katıldım.

Çok sevgili Craft and Decorate bloğunun sahibesi Sedoşumun haber vermesiyle gittim.Sedaaa inan sana,atölyesini bizlere açan Peline ve @ikitersbirduz hocamıza minnettarım.Hayatımda yaptığım en eğlenceli hobi sanırım bu:)


Öncelikle tabii ki granny square denilen motifi geliştirdim.Bu da aslında Seda sayesinde oldu.geçen aylarda instagram hesabında bahsettiği youtube kanallarını izleyerek sabahlara kadar çalıştım.

Aslında atölyede ilk çiçek motifi çalıştık.

Ancak tığı hiç bilmeyince kafamda tam da oturtamamıştım.Granny Square i oturtunca work shopumuzda yaptığımız çiçek de tam olarak kafamda oturmuş oldu:)

Tabii ki bol bol motif ördüm.

Elim alışınca bi baktım hafiften elim sakatlanmış:))bir kaç gün ellik kullanarak ağrımın geçmesini bekledim.Ama rüyamda bile örgü örüyordum.üç buçuk sene önce bankacılık yaptığım dönemde örgü hevesiyle bisürü ip almıştım ve tabiiki beceremeyince kutulara kapatıp unutmuştum.Geçenlerde kutuyu açınca hazine bulmuş gibi oldum.O kadar güzel renkler vardı ki griler,morlar,maviler,pembeler...Hemen erkek kardeşime battaniye örmeye başladım:)

Tabii bizim oğlan hafiften neredeyse iki metre olunca battaniyenin pek de iyi bir fikir olmadığına karar verdim:))

En iyi fikir minik kafalardı ...


Hemen instagramda örgü sayfalarını takibe aldım bere modelleri paylaşıp yapılışını yazanları buldum ve başladım örmeye...

Sök dik sök dik bu bereyi çıkardım ilk:))
Derken ennn sevdiğim renklerle başka bir bere daha bitirdim.

İşte bu da en son yaptığım bere.Bu işi çok sıkı öğrenmeye karar verdim.:)zira çok mutluyum:)
Herkese kocaman sevgiler...



26 Ağustos 2015 Çarşamba

Sardunya Tatil Notları

  Herkeslere Merhaba,
Uzun bir ara verdim.Sanırım bloğa uzun uzun yazmak bazen insana zor geliyor.Aslında tatil notlarımı da uzun tuttuğumu söyleyemeyeceğim.Keşke tek tek ne yediğimi söylesem sizlere de yol gösterebilsem ama aklımdaki herşeyi buraya yazacağım.

  Tatil rotamızı Marmaris'in Selimiye ilçesine çevirdik öncelikle.Selimiye küçücük bir yer yapılacak fazla şey yok.Orada Admiral Beach Otelde kaldık.Otelden memnun kaldık mı ordan başlayalım.Birincisi eğer profosyonellik bekliyorsanız malesef yok.salaş bi otel.Yani sizi tekne tutuna çıkaran adam sabah portakal suyunuzu getirebiliyor:)ama sıcak bi ortam ve temiz bir otel.


  Otel oda kahvaltı şekşinde ,akşam balık yemeğe karar verdik ,inanın hayatımdaki en iyi levreği yedim diyebilirim.Kalmasanız bile Selimiye'ye yolunuz düşerse sırf balık yemeğe bu otele gidin derim.Yanlız Selimiye 'de yemek yemek istediğinizde mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Genellikle menüsü güzel olan yerler kalabalık oluyor.Biz üç gece  kaldık iki gece balık yedik kesinlikle Admiral Beach daha iyiydi.

  Admiral Beach 'de dilerseniz rezervasyonla bizim gibi denizin içinde akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz.

  Selimiye de Sardunya Restaurant çok meşhurmuş,biz yer bulamadık sma Marmaris'te yaşayan bir dostumdan duyduğuma göre oranın en iyisiymiş denemenizde fayda var.Bir de Badem mantı var daha iyi mantılar yedim ama mantısı denemeye değerdi.

  Fotoğrafı Paprika adlı mekanda çekyim.hayatımın en güzel tatlısını burada yedim diyebilirim.instagramda paylaştıktan sonra orada görüp giden bir takipçim de benimle aynı fikirdeydi.Tüm tatlıları kesinlikle mükemmel.

  Selimiye'de son derece berbat bir teknede muhteşem koyları gezdik.Malesef otelimizin yönlendirmesiydi.İlk gün çevreyi çok bilmeyince o teknede tura çıktık o kadar güvendizdi ki bir de içim dışıma çıktı ,çünkü tekne dalgalardan çok fazla etkileniyordu.Siz giderseniz Selimiye'de tur attığınız vakit daha profosyonel bir tekne bulun derim.
  
Selimiye notlarım bı kadardı.Gelecek yazımda görüşmek üzere...
Sevgiler...




2 Ocak 2015 Cuma

Hayatımın Filmini Öneriyorum:Marry and Max

    İtiraf etmeliyim ki Max e benziyorum:)
Hayatım boyunca izlediğim ve izleyeceğim en ama en ama en güzelin de ötesindeydi bu animasyon...

   Hayatımın en zor gününü yaşadım ve iyi ki moralim düzelsin diye çabaladım.Bu unutulmaz animasyonla kendi dünyama muhteşem bi yolculuk yaptım.İzlemezseniz çok şey kaybedersiniz...

sevgiler...